Giray Bulut

İSTANBUL GELİŞİM ÜNİVERSİTESİ ‘COME TO GELİŞİM’ DEĞERLENDİRME KOMİSYONU’NA,

Bu mektubu insanları yaptığım sanatla ve estetik bakış açımla Radyo, televizyon ve sinemaya yeni bir bakış açısı, yeni bir yön verebileceğimi düşündüğüm ve hayatımı bu şekilde devam ettirmem gerektiğine inandığım için yazıyorum. Ben Giray BULUT. Edirne’de yaşıyorum ve 12. sınıf öğrencisiyim.

Lise ve ortaokul dönemimden beri hayatımın her alanına sanatı ekledim. Her zaman sanatın insanların üstünde en büyük etkiyi sağlayabilecek iletişim aracı olduğunu düşünmüşümdür. Bu yüzden mesleğimi de bu yönde seçmeye karar verdim. Aynı zamanda İngilizce bölümü okuduğumdan dolayı İngilizce Mütercim Tercümanlık bölümü de tercihlerim arasında.

Öğrenim hayatım boyunca hep çeşitli faaliyetlerde bulundum. 2018 yılında ‘ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE’ isimli şiir okuma ve sergileme yarışmasında il birincisi oldum. İl birincisi olmamın ardından Milli Eğitim Müdürü’nün isteği üzerine Çanakkale şehitlerini anmak adına Edirne Selimiye Camiinde şiir okudum. 2019 yılında ‘BİR ŞİİR BİR NEFES’ ve ‘NAAT’ okuma yarışmasında il ikinciliğim bulunuyor. Anlayacağınız üzere şiir okumayı ve yazmayı seviyorum.

2017 yılında Edirne Valiliği tarafından Edirne Merkez’de açık hava konserinde gitar çalıp şarkı söyleyerek sahnede yer aldım. Bunun ardından şarkı söylemeyi çok sevdiğim için şan eğitimi almaya karar verdim. Stüdyo Fa’da 1.5 yıl boyunca şan eğitimi aldım. Okulumda bir öğretmenimizin yardımıyla yetenekli arkadaşlarımı bir araya getirip bir acapella ekibi kurdum. Çeşitli gösterilerde performans sergiledik.

2017 yılında Aile Sosyal Politikalar Kurumunun düzenlediği ilk münazara yarışmasında arkadaşlarım ve ben il 1.si olduk ve İstanbul’a gidip yarışma şansını elde ettik. Girişimcilik örneği olarak ise ‘Abra Kadabra’ isimli bir geri dönüşüm şirketi kurduk. Şirketin amacı ihracat ve üretim fazlası ürünleri tasarım kadromuz tarafından elden geçirerek yeni formlarına kavuşturma üzerine kurulmuştur. Bu şirkette ürün tanıtımı, sosyal medya yönetimi ve pazarlama görevlerini üstlendim. Tüm bu süreç devam ederken aynı zamanda okulun masa tenisi takımı kaptanlığını ve antrenörlüğünü yaptım.

2018 yılında antrenörlüğünü yaptığım kız takımı liselerarası spor müsabakasında il birinciliği kazandı. Aynı yıl içinde doğaya, insana ve yaşayan bütün canlılara farkındalık ve duyarlılık yaratmak amacıyla ‘SEVGİ ÇEMBERİ’ kulübünü kurduk ve öğrencilerle yönetilen kulübün ilk başkanlığını üstlendim. Hayvan barınağı yardım ziyaretleri, huzurevi ve yetiştirme yurdu gösterileri, kanser tedavisi gören çocuk hastalara müzik, tiyatro ve bunun gibi çeşitli etkinlikler düzenleyerek kulübümüzün Edirne’de ses getirmesini sağladık. Kulübümüz 1 yıl içinde bakanlık projesine dönüştü ve daha büyük etkileşimlere ulaşma şansı edindik.

Bu kadar çok alanda bulunuyor olmanın bana farklı görüşleri anlama ve bunlarla beraber oluşan fikirlerimi dünyaya en iyi sergileyeceğim şeklinin radyo, televizyon ve sinema olduğunu fark etme imkânı sağladı. 2019 yılında Bahçeşehir Koleji’nin düzenlemiş olduğu ‘Girişim ve Yazılım’ sempozyumuna katıldım. Kişisel gelişim, etkili iletişim ve yazılımın günümüz dünyasında oynadığı roller gibi seminerlere katılma şansım oldu.

Bu süreçte Edirne Sosyal Bilimler Lisesi’nde okurken dil okumak istediğime karar verdim ve Edirne 80. Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi’ne geçiş yaptım. Orada da pandemi dönemine kadar çeşitli seminerlere, yarışmalara katılmaya devam ettim. İki okulun bulunduğu konferansta etkili iletişimle ilgili bir sunum yaptım. Tüm bunların ışığında sanatın bir yerinde olmak istediğime ve bu yerin radyo, televizyon ve sinema olması gerektiğine karar verdim. Çünkü düşüncelerimin, bakış açımın ve estetik görüşümün diğer insanlardan farklı olduğunu biliyorum ve bunu sergileyebilecek en uygun alanın bu olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda 1 yıl ingilizce hazırlık okumuş olmamın da verdiği birikimle İngilizce Mütercim Tercümanlık mesleği üzerinde de fark yaratabileceğime inanıyorum.

Bu bursa asıl başvuru amacım ise hayatın, eğitim öğretimin sadece derslere çok çalışarak değil, sosyal hayatın içinde bana tecrübe katacak, beni geliştirecek konular üzerine yoğunlaşarak aldığım başarılar ve bulunduğum etkinlikler eşliğinde bana iyi bir üniversite imkânı sunabileceğini kanıtlamak. Bu yüzden İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin ‘COME TO GELİŞİM’ programına gerçekten çok teşekkür ederim. Biz öğrencilerin dersten daha fazlası olduğuna inandığınız için.